Av – Tuhaf Korku Hikayeleri

Yurdagül Şahin’in hikayeleri günlük hayatımızın  içinden yola çıkıp doğaüstünün tekinsiz dehlizlerine dalıyor. Bir toplantı salonunda, bir asansörde, bir üniversitede, gelecekte bir ülkede ya da en güzel anıların saklı olduğu bir evde başlıyor, sonra gerçeklik eğiliyor, bükülüyor, sınırsız dünyalara , kasvetli korkulu karanlıklara dönüşüyor. Görünenin altındaki görünmeyene, söylenenin ardındaki söylenmeyene, felsefi derinliklere evriliyor cümleler. Derin edebi anlamlara açılıyor sayfalar.

‘’Kaçmak, kurtulmak istiyorum bu işkenceden. Ne yapsam işe yaramıyor. Yeryüzü, anahtarı onda olan koca bir hapishane ; görünmemek için ağaç altlarına , ev diplerine siniyor, caddelerden koşarak geçiyorum. Tüm sokakları, ağaç altlarını , en kuytu köşeleri bile görüyor. Eve girmesin diye kapıları kilitliyorum. Soluk soluğa arka odalara kaçıyorum, nereye saklansam beni buluyor, duvarlar bile fayda etmiyor. Gece aya dönüşüyor , gündüz güneşe , hiç kaybolmayan göz hep üzerimde. Bazen bir bakıyorum küçülmüş girmiş içime, ince bir sızı, içimi burkan, kanırtan bir bıçak gibi sinsice oradan bakıyor bana. İşte o zaman dehşete kapılıyorum, damarlarımdaki kan donuyor, akmıyor. Bir ceset gibi soğuyor bedenim. Soğudukça küçülüyor, küçülüyorum.’’

2018 GİO ÖDÜLLERİ BASIN BÜLTENİNDEN ALINTI

Fantazya türünde bir eseri sevmemizin pek çok farklı nedeni olabilir. Kimi zaman öyküdeki sıra dışı karakterler bizi cezbeder, dünyaya ya da o karakterlerin yaşadığı diyara onların gözünden bakmaktan keyif alırız. Kimi zaman yazarın kelimeleri ustaca kullanması, tasvirlerine kattığı derinlik, akıcı ve çarpıcı cümleleri bizi kendine bağlar. Bazen hikayedeki sınırsız hayal gücüyle büyüleniriz, gerçek hayatta asla yaşayamayacağımız maceraları ve keşifleri yazarın kurguladığı efsunlu diyarlarda veya gelecek tasvirlerinde deneyimlemekten zevk alırız. Bazen de eserin kurgusundaki sürprizler ve yazarın zekâsı en çok etkilendiğimiz yönü olur.

Bir edebiyat eserini, tek bir boyutuyla ele almak, onu eksik değerlendirmemize yol açar. Hangi türde olursa olsun, edebi bir eser diliyle, kurgusuyla, karakterleriyle, tasvirleriyle, anlatım tarzıyla bir bütündür. Fantazya türünde bir eserin okurda iz bırakması için, bütün bunlara ek olarak gerektiğinde zengin bir hayal gücüyle gerektiğinde ikna edici bilimsel öngörülerle donatılması gerekir. Fantazya ve Bilim Kurgu Sanatları Derneği’nin düzenlediği bu ödüllerde, en iyi öykü kitabı adaylarını bu bakış açısıyla inceledik. Tüm aday kitapları keyifle okuduk, bazılarını karakterleri, bazılarını yazarın kelimelere hakimiyeti ve öykü anlatma becerisi, bazılarını güçlü bir hayal gücünün eseri oldukları için sevdik. Öyküleri edebi güçleriyle içerdikleri fantazya unsurlarının zenginliği açısından bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, bizim için öne çıkan kitap Yurdagül Şahin’in Av isimli öykü kitabı oldu.